Türkiye, İstanbul değildir

Klasik bir İstanbul'a kar geldi haberi
Ülkemizin en büyük problemlerinden biri şu: Türkiye'yi İstanbul sanmak.

Ekşi Sözlük'te bir başlıkta görmüştüm, gerçekten bir spiker tarafından daha önce kullanılıp kullanılmadığını bilmiyorum ama kullanılmasına şaşırmam: Müjde, soğuk havalar doğuya kayıyor!

Haber bültenleri 81 parçaya bölünsün, her il aynı süreyi alsın demiyorum elbette. İstanbul'un büyüklüğü ve önemi hakkında da bir bilgi eksikliğim yok. Kar örneğinden devam edelim. Eylül ayından 15 saniyelik "işte ilk kar düştü" haberinden sonra İstanbul'a kar yağmasına kadar Türkiye'ye kış gelmemiş sayılır. Sonra dakikalarca haberler "Metrobüs seferleri aksıyor", "hava sıcaklığı 10 derece düştü" vs. Hadi bunlar Türkiye'deki 15 milyon gibi önemli bir rakamı etkiliyor. Peki "karın keyfini çocuklar çıkardı" haberinin Türkiye'ye ne katkısı var?

Aynı anda doğuda köy yolları kapanıyor, çocuklar okula gidemiyor, kadınlar evde doğurmak zorunda kalıyor. Ama bunlar 10 saniyelik görüntüler olarak dakikalarca süren İstanbul haberlerinin sonuna yerleştiriyor ya da altyazı olarak akıp gidiyor. Ancak İstanbul'da yaşanacak herhangi bir ölümsüz kaza bile "işte zincir takmayan arabalar yolda kayıyor" diye gösteriliyor. Buna "İstanbul'lu güzel havayı fırsat bildi", "Beylikdüzü'ne park açıldı" gibi fasa fiso haberleri de dahil edelim.



Bu haberler farkında olmadan bizi ayrıştırıyor. Doğuda ne olup bitiyor bilmiyoruz. TRT Haber'in çok konuşulan bayrak yakan provokatörler haberi var mesela bugünlerde. Hepimiz biliyoruz ki yüzbinlerce eylemci içinden sadece 2-3 kişi bu grup. Eylemciler arasında eylem yapsan kimse destek bulamaz. O videoda bile o yanan bayrağı çıkartıyor hemen birisi. Ancak doğuda bir gösteri oldu mu televizyondaki haberler şunlar: PKK bayrak yaktı, polise taşla saldırıldı, esnafın camları kırıldı... Gezi Parkı'ndan yansıtılan görüntülere ne kadar benziyor değil mi? Diyelim ki gerçekten öyle şeyler deli gibi oluyor, medyanın bugünkü tavrına bakılınca ne kadar güvenebiliriz doğudan yansıttıklarına?

Orada ne yaşandığını gerçekten bilmiyoruz. İnsanlar ne hissediyorlar, günlük hayat nasıl, gece karanlık basınca nasıl vakit geçiriyorlar bilmiyoruz. Bildiklerimiz sadece kontrol altındaki medyadan ve "şimdi karşımızda Anadolu'mun nasır tutmuş elleriyle gözleme açan Ayşe Ana'mız" gibi gezi-eğlence programlarıyla biliyoruz. Batı, nasıl Türkiye'ye gelince iki çarşaflı teyze, bir ezan kaydı alıyor ve "yanlış tanıtıyorlar" bizi diyorsak, biz de doğu bölgelerimize aynı oryantalizmi yapıyoruz, sanki herkes her gün sacda yemek yapıyor, puşi takıyor gibi düşünüyoruz.

Ama onlar öyle düşünmüyor. Televizyon dizilerinin hepsi İstanbul'da geçiyor. Beyaz ekrandan Boğaz'ı görüyorlar. Bütün şehir içi kavga gürültüyü biliyorlar. Metrobüs nedir biliyorlar. Hatta ve hatta, eminim ki misal Yozgat'ın bir kazasında AKP'ye oy veren bir amca "e metrobüsü getirdiler" ya diyerek daha da bağlanmıştır partisine.

Buradaki bazı yürekli insanlar da kendi şehirlerinde İstanbul'dan yayılan direniş dalgalarını benimsedi. Çıktılar, gösterilerini yaptılar. Ama televizyonda bu gösteriler gösterilmiyor. Sosyal medya da ancak bir yere kadar. İstanbul biraz duruldu ama onların davası devam ediyor. İstanbul'da sakinleşen polis, diğer bu şehirlerde vahşete devam ediyor. Sadece Dersim'de Hatay'da değil, İzmir'de Ankara'da polis şiddeti ancak kısmen yansıyabiliyor İstanbul'a.

Medya İstanbul'daki göstermeyerek rezilliğini ortaya koydu. İstanbul, Erdoğan'ın Afrika kaçamağı sağolsun, medyada yerini tekrardan almış gerekiyor. Ama hala olması gerekenden uzağız. Medya, bütün Türkiye'yi kucaklamalı. İnsanlar, bambaşka şehirlerden daha çok bilgi almalı. Böylece şehirler arası destek yaratılabilmeli. Bir gün Diyarbakır'ın merkezinde bir park haramice elden alınmaya çalışıldığında, Taksim ne kadar sorunsuz olsa da "Dayan Diyarbakır" diyebilmeli mesela.

O bize uzak bırakılmış, bambaşka şehirlerin bambaşka ilçelerinde İstanbul'da yaşananlara destek olan bütün onurlu insanlara teşekkür ediyorum. Hatay'da hayatını kaybetmiş Abdullah kardeşimi de bütün kalbimle selamlıyorum.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.