Haftanın başı

Sevgili Blog,
Canım sıkılmışken şu ders işlerinden bir sana uğrayayım dedim. Kafamın içinde binlerce saçma şey oradan oraya atlıyor. Geçen gün Yellow Submarine'i izledim. Ringo Starr'ın evinde binlerce kapı var ya, çeşit çeşit hayal üstü varlıklar oradan oraya hareket ediyor, onun gibi. Kolaya kaçıp, bütün suçu staja atayım. Okulla beraber götüreyim derken, halen okula adapte olamadım. Şimdi bile erteleyip yapamadığım şeyler var. Tatili herkesten bir adım önde bekliyorum anlayacağın.

Yine lise arkadaşlarıyla buluştum. Tadı bambaşka bir şey. Bir senedir görmediğin adamın yanında hiçbir uzaklık hissetmiyorsun. Düşündüm ne diye betimlesem diye çuval geldi aklıma. Boş çuval olarak geldiğim lise yatılıya 5 senede ağzına kadar kum doldurmuşum. Şimdi burada Başar'ın en komik şeyi anlatırken bile ciddiyetini ya da Batur'un gülüşünü anlatmaya kalksam, ilan-ı aşk gibi gözükür, rezil olurum.

Uzun süre sporu aksatmanın getirdiği, çok büyük bir uyuşukluk var ve en kısa zamanda atmak istiyorum ama bayramdan sonraya kadar atabilecek gibi gözükmüyorum. Canım o kadar kahve çekiyor ki. Dün ilk adam gibi Türk kahvemi yapabildim. Mertcan da afiyetle içti - ki bu şaşırtıcı bir olay. Belki de beni kırmamak için bir şey dememiştir. Bilemem.

Bilmiyorum ya, yarın şimdi staja gitmeden yaşayacağım ilk pazartesi. Bu sefer de boşluk hissediyorum. Yine tamamen uyuşukluğa verip, erken kuracağım saati yarım saat yarım saat ata ata derse ucu ucuna yetişecek şekilde kalkacak gibiyim.

Bayramdan sonra hayatımı düzene sokacağıma and içerim,
İyi dersler arkadaşlar
(Sağol)

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.