Yakup'a mektup

Sevgili Yakup,
Bu satırları okur musun bir gün bilmiyorum ama bugün dediğin bir şey kafama takıldı ki blog'un çok depresif yorumundu bu takılan şey. Abi içten içe olmasından korktuğum şey buydu zaten. Normal hayatta gerçekten eğleniyorum aslında. Hayat kötü, insanlar kötü modundan 10'lu yaşların ilk yarısında çıkmıştım. Ha, hala insanlığın iyi yolda olduğunu düşünmesem de alışıyor insan gazete okuya okuya, ya da etrafına baktıkça.

Neyse ben derslerde kağıt kalem alınca elime eğlenceli şeyler yazarım. Durup durup, "ulan çocukluğumda da neler neler vardı." diye yazmam. İşletme nasıl bir şey konuştuk zaten. Orada adam zaten beni boğan bir şey anlatırken, kaçmak için mizaha vuruyorum kendimi. Ama gece kaçılacak bir şey yok ve bu sefer de bir şekilde gülerek, eğlenerek geçirdiğin gün sonrası bazı kaygılarını ya da paylaşmadığın düşünceleri yazıyorum, rahatlıyorum.

Yani beni gerçek hayatta tanıyanlar burada normal hayattaki beni görmüyorlar. Günah çıkarma kabini gibi bir şey işte blog. Bireysel. O yüzden "bu adam da pek depresif yeaaa" deme, gündüz vakti baldan tatlıyımdır bilesin.

Son olarak zamanında Facebook'ta yaptığın, "in a relationship with My Pillow" muhabbeti ile her zaman aklımda güzel bir yerde olacaksın adamım. Çok komikti lan!

Sevgilerle

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.