hayat
Ruh halimin bir güncellemesi
Yine bir bilinç akışı tekniği ile netbookumu yatağımın üstüne aldım. Değinmek istediğim belirli bir konu yok, yalnızca bir şeyler yazmak istedim hepsi bu. Hala kapalı bir Mayıs ayı yaşıyoruz. Güneşli ve mutlu bir güne uyanma hayallerim üstüste suya düşmekte. Bu tür havalarda aklım başımdan gider, bugün yaptığım gibi şemsiyeyi bir yerlerde unuturum.
Üç hafta sonra okul bitecek ancak ne yalan söyleyeyim, çok da bir şey hissetmiyorum. Sadece "4 senelik görevimi yaptım" duygusu var, sadece bu kadar. Bazen pazar günleri evde çalışabilecekken kütüphaneye gidiyorum, ki aslında kütüphanede çok çalışacağımdan değil bu. Boğaziçi'ni görmek istiyorum, kuzey kampüs olsa bile. İleride de böyle ara sıra uğrayacağım gibi geliyor bana. O yüzden bir ayrılık hissi yok. Bizim çocukları da görürüm elbet bir şekilde. Gerçi Almanya master işi olursa bu da mümkün değil. Olmazsa - ki bu konuda karamsarım - ne olacağını bilmiyorum. O yüzden bir bıkkınlık var üstümde, hava da kötü zaten. Son haftaları biraz daha huzurlu geçirmeyi tercih ederdim.
Lübnan'ın hiakyesini değişik kaynaklardan okurken, Latife Tekin'in bir romanını da arada bitirdim. Kendi hikayemi de bir şekilde yazmaya çalışıyorum. İyi bir yazar olup olmadığım orada ortaya çıkacak da sıkıcı bir ders kitabı olmasın istiyorum. Bakalım nereye gideceğiz.
Yorum yap