Kim iktidar olamaz?

Haberleri okudukça bazen kalbime bir ağırlık çöküyor. Bazı şeyleri anlamaya çalışıyorum, çözümü çok basit geliyor. Ancak nedense bu ülkede bunları gerçekleştiremeyeceğimi biliyorum. Geçen gün Meksikalı bir arkadaş ile konuşuyorduk. Genel olarak global ekonomi ve politikadan bahsederken, konu siyasal bilimler okuyanın mezun olduktan sonra ne yapacağına geldi. "Devlet için çalışır mısın?" diye sordu bana arkadaşım. "Dış işlerinde bir görev olursa neden olmasın?" dedim. "Peki hiç istemez miydin başbakan olmak?" diye başka bir soru sordu. Gerçekçi düşündüm. Aday olsam yeterli çoğunluktan oy alamazdım. Hükümete gelecek bir partide olsam, kendimi ifade edemezdim. Hadi bir şekilde oldu diyelim, işleyen düzene çomak soksam ne kadar başta kalabilirdim?

Bu sefer konu Hocalı Katliamı. Olayları okuyunca insan olmaktan utanıyorum. Yüzlerce insan öldürülüyor, çoğu sivil. İnsanın karşısındakinin canını alması bile ne kadar "insanlık"tan uzak, bir de bunun en vahşi halini gerçekleştiriyorlar. Azerbaycan'ın şansssızlığı, çok güçlü bir lobisi olmamalı. Türkiye'de bile son yıllara kadar bilinen bir olay değildi. Ermeni Soykırımı iddiaları son yıllarda ağırlığını hissettirirken, Hocalı da "ama bakın onlar da bunu yaptı" diye daha çok telaffuz edilmeye başlandı.

İşte problem burada. Kana kan, dişe diş, katliama katliam, soykırıma soykırım. Kimin acısı daha büyük diye yarıştırıyoruz. Bir taraf seçtiriliyor bize. Sanki insan ikisine birden üzülemezmiş gibi. Ermeni Soykırımı iddiası ile yarıştırılmasını geçtim, Hrant Dink'in öldürülmesi ile Hocalı'nın aynı kefede işi ne? Ermenilerin Azerbaycan'da gösterdiği vahşeti Dink'in öldürülmesiyle temizledik mi? Elinde kaleminden başka bir şey olmayan birini, arkasından dolaplar çevirerek, bir garip çocuğa vurdurttuk etnik kimliği yüzünden. Bu adeletsizliği eleştirmek, mağdurun yanında olmak için "Hepimiz Ermeni'yiz" dendi, "Hepiniz Piçsiniz" cevabı alındı Hocalı'ya destek mitinginde. Böyle mi çözülecek sorunlar? Ya da oradaki pankarttaki gibi Ağrı Dağı'nı mezar yaparak mı bitireceğiz? Tehcirle bitirebildik mi?

İnsanlar neden güçsüzün yanında durduğumuzu anlamak istemiyorlar, sadece ırk meselesine takılıp kalıyorlar, anlamış değilim. Klasik bir aşırı milliyetçi cevabı vardır; "Bir Ermeni öldü, hepiniz Ermeni oldunuz. Bir Türk öldü, kaçınız hepimiz Türk'üz dediniz?" diye. Şahsen ben, her Alman dazlak tarafından öldürülen dönerci için diyorum. Biliyorum, bizim milliyetçiler de diyorlar (Halbuki bizimki de Alman da, memleketlerinin onlara ait olduğunu düşünüp, 'ya sev ya terket' diyorlar, milletlerinin yüceliğine inanıyorlar). Koca tanklara karşı ellerinde taşla direnen Filistinli çocuk öldürülünce bizimkiler de ben de Filistinliyiz diyoruz. Sırf Alevi olduğu için öldürülen biri için ben "hepimiz Alevi'yiz" diyebiliyorum, ırkı dini geçtim, cinsel tercihleri için öldürülen biri için ben "hepimiz eşcinseliz" diyebiliyorum, peki Türklüğe bu kadar duyarlı olanlar niye bunlara duyarlı olamıyor? Daha güçlünün altında ezilenin yanında olma erdemini göstermeli insan, dil, din, ırk ayırt etmeden.

Ben büyük çaplı bir Hocalı eylemini, Fransa'nın Ermeni yasa tasarını çıkardıktan sonra değil, önce görmek isterim ki samimiyetine inanayım. Oradaki insanları Almanya tarafından öldürülen Yahudi'leri anma gününde de göreyim ki gerçekten insanca bir yaşam taraftarı olduklarına inanayım. Ama olmuyor işte, bu ülkede Hrant Dink'e üzülen "piç" oluyor, başörtüsünü okulda takmak isteyen "yobaz" oluyor, dini siyasete alet isteyenleri eleştiren "Ergenekoncu" oluyor, ana dilde eğitim isteyen "terörist" oluyor, ancak dogmalara körü körüne inanmak yerine bilime, eşitliğe, sadece kendi geldiği ırka değil, tüm insanların mutluluğuna inananlar iktidar olamıyor.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.