Mecidiyeköy cehennemi


Umut Sarıkaya, benim hissettiklerimi her zaman kağıda dökebilmiş bir insandır. Yukarıdaki karikatür de onlardan biri. Ben hayatım boyunca şehre bu kadar yakın ve bu kadar rezil bir yer görmedim. Çok vakit geçirmiştim zamanında bu semtte, oradan biliyorum. Lisenin yatakhane servisi beni Mecidiyeköy'de indirip, oradan geri alırdı. Tabii servisi kaçırmamak için (ki bunu istemezdin çünkü liseye başka bir şekilde gitme şansın yoktu. Vardı da yoktu. Uzun hikaye) erkenden gidip zaman geçirmek zorunda kalırdım. Karikatürdeki arkadaşın elinde bavullusunu düşünmek lazım tabii ki çileyi ikiye katlayalım.

Mecidiyeköy'de yapılacak bir şey yok, hiçbir şey yok. Dönercilere gidilir, metrodan Burger King'e yürünür, karşıya geçilir ve aynı yol geri yürünür, korsan CD bakılır, bankta oturulur. Bol bol egzos gazı, kulakta çınlayan sesler. İnşaatı hiç bitmez. Metro girişi inşaatı, otobüs duraklarının uzağa taşınması, Ali Sami Yen'in yıkılışı, Trump Towers inşaası ve benim göremediğim Metrobüs durağı inşaası. Yazdıkça tüylerim ürperiyor. Eski kırmızı otobüsler ve onun uzayıp giden sırası ki insanları sırayı girmeyi başarsa bile otobüse girerken o sıra bozulur, tartışmalar çıkar.

Dayanamıyorum araya fotoğraflar koyacağım.


Mecidiyeköy için sakin bir gün

Orhan Veli, İstanbul'u değil de Mecidiyeköy'ü gözleri kapalı dinleseydi, kim bilir nasıl bir şiir ortaya çıkacaktı? Kornalar ve insan sesleri. Sağ taraf komple simit dükkanları ve kafeler. Tam karşıdaki Polis'in yanında bir yerde de renkli harflerle "Çocuk Şube" gibi bir şey yazardı ki renklendirilmiş o kapıdan giren suça itilmiş çocukları düşündükçe yapmacıklık kaplardı her yanımı.

Zincirlikuyu'dan gelecek metrobüste yer olacağını cidden düşünüyor mu bu insanlar?

Metrobüs durağı güzelliği. Kim derdi ki metrobüs'ün araç trafiğine çare olayım derken insan trafiği diye bir şey yaratacak diye. Neyse ki pek işim düşmüyor metrobüse. Düşerse de Mecidiyeköy'ün bir seviye gelişmişi olan (Pikachu-Raichu gibi düşünebiliriz) Zincirlikuyu istasyonu daha bir cazip oluyor.

Azıcık da yukarıdan bakalım bu güzel semtimize. Gözümüze çapran yeşillikler soldaki mezarlık ve de Ali Sami Yen stadı ki artık orası o kadar da yeşil değil. Tam sağındaki eski Tekel fabrikasıyla beraber stad yıkılıyor. Yanlış bilmiyorsam yerine bir rezidans yapılacak. Projesini görmedim ama çok umutlu değilim. Mezarlık üstünde ise milyonlar çakalın gözünün olduğunu tahmin ediyorum ama ses çıkaramayacakları için mutluyum.

İnternette hem 3. köprü hem de Topçu Kışlası'nın yeniden yapımı için yeşil katliamının yapılacağı haberlerinin bol bol yer aldığı bugünde, İstanbul'un her yerinin bir Mecidiyeköy olması ümidiyle sözlerimi sonlandırıyorum. Bir daha baksanıza şu fotoğraflara. İstanbul, ne güzel bir kent, değil mi?

1 yorum

sasely dedi ki...

mecidiyeköy'ü özlemiştim, gitmiş kadar oldum. =)

Blogger tarafından desteklenmektedir.